+90 544 158 43 22

ÇOCUKLARDA OLUMLU DAVRANIŞLARI NASIL GELİŞTİREBİLİRİZ?

ÇOCUKLARDA OLUMLU DAVRANIŞLARI NASIL GELİŞTİREBİLİRİZ?

Çocuklarda olumlu davranışları geliştirmek ve onlara belli kuralları öğretmek için kullanabileceğiniz bazı yöntemler vardır. Bu yöntemlerden bazıları çocuk daha olumsuz davranışı yapmadan, o davranışın ortaya çıkmasını önlemek için uygulayabileceğiniz yöntemlerdir. Bazıları da çocuğunuz olumsuz bir davranışı yaptıktan sonra uygulandığında o davranışı tekrarlamaması için etkili olacak yöntemlerdir.

Şimdi çocukluğunuza dönün ve o günleri düşünün. Acaba annenizin veya babanızın hangi davranış veya tutumlarını güzel, hoş, olumlu olarak hatırlıyorsunuz? Ailenizin hangi davranışları sizi iyi hissettirdi? Çocukluğunuzda size söylenmiş bir takdir sözünü hatırlıyor musunuz?

Küçükken size önem verildiğinde, yaptıklarınız kabul olduğunda, sevgi gördüğünüzde memnun olur, beğenilen davranışı tekrar ettiğinizi hatırlarsınız. Sizler nasıl ki çocukluğunuzda anne babanızın davranışlarından etkilendiyseniz sizlerin davranışları da çocuklarınızın gelişimini etkileyecektir. Bu nedenle sizlerin davranışları çocuklarınızın sağlıklı gelişimi için çok önemlidir.

Çocuklarınızı iyi yetiştirmek, onları terbiye etmek yani onları değiştirmek istersiniz. Oysa ki çocuklar kendi kendine değişemezler. Öncelikle siz kendinizi değiştirirseniz çocuklarınızı istediğiniz şekilde yetiştirebilirsiniz. Tavrınız değiştirmek için, dayak ve cezalardan vazgeçip çocuğunuza olumlu yaklaşarak ve onu da bir insan olarak görmekle başlayabilirsiniz. Çocuğun olumlu ve güzel davranışlarını pekiştirmeli, istemediğiniz bir davranışta bulunduğunda onu azarlamak ve tehdit etmek yerine olumlu ve yapıcı yolların da olabileceğini düşünmeli bunun için de hazır ve kararlı olmalısınız.

ÇOCUĞUNUZ HOŞLANMADIĞINIZ BİR DAVRANIŞ YAPMADAN ÖNCE NELER YAPABİLİRSİNİZ?

  • Önleyici Açıklama: Anne-Baba olarak çocuğunuzun hangi davranışları yapmasını istemediğinizi belirleyip bunu çocuğa açıkça anlatmak gerekir. Bunu yapabilmek için çocuğun hangi davranışlarını kabul edip hangilerini etmeyeceğinizi bilmeniz çok önemlidir. Önleyici açıklamalar yaparken beklentinizi açık ve net bir şekilde ifade etmek önemlidir. Örneğin; alışverişe gitmeden önce “Alışveriş yaparken uslu dur!” derseniz ne beklediğinizi söylemiş olmazsınız. Onun yerine “Markette bağırarak konuşmanı istemiyorum. Lütfen sessizce konuş”, “Pazarda elimi tut, benim yanımda yürü” diyebilirsiniz. Mesela çocuk okuldan geldi ve çantasını kapının önünde bıraktı. Bir süre sonra “Çantan hala kapının önünde duruyor” yerine “Çantanı hala almadın, alıp odana koy” diyebilirsiniz. Çocuğunuzun ödevlerini zamanında yapmasını ve akşam yatmadan önce bitirmiş olmasını istiyorsanız, “Okuldan gelince biraz dinlenip sonra da ödevlerini yapmanı istiyorum. Ödevlerini bitirdikten sonra sevdiğin çizgi filmi izleyebilirsin. Ödevlerin bitmezse yatma saatin gecikir ve sen yorgun olduğun için ertesi gün vaktinde uyanamayabilirsin” diye önleyici açıklamalarda bulunabilirsiniz. Anne-babanın önleyici açıklamaları sayesinde pek çok istenmeyen davranış daha ortaya çıkmadan önlenebilir.

 

  • Kural Koymak ve Sınırları Belirlemek: Her evin bir düzeni ve düzen anlayışı vardır. Bu düzende ailenin değer, düşünce ve davranışlarına uygun yapılması istenen ve istenmeyen davranışlar belirlenmiştir. Bunlar ailedeki her bireyin olduğu gibi çocuğun da uyması beklenilen bazı kuralları belirler. Çocuk ailesinde belirli kurallar olduğunu ve bu kurallara uyması gerektiğini öğrenmediğinde okulda, arkadaş ilişkilerinde de kurallara uymayacaktır. Bu durum, sosyal hayatta pek çok sorunu da beraberinde getirecektir.

Kural Koyarken Nelere Dikkat Etmelisiniz:

  • Kurallar kısa, açık ve net olmalıdır. Örneğin; “Akşam yemeğini saat 19:00’da hep birlikte yiyoruz.”
  • Kurallar yol gösterici olmalıdır. “Evde top oynamak yok” yerine “Evde top oynamak yok ama bahçede oynayabilirsin” denilebilir.
  • Kurallar mantıklı ve uygulanabilir olmalıdır.
  • Kurallar çocuğun yaşına uygun olmalıdır.

Kuralların Uygulanmasında Ailenin Dikkat Etmesi Gerekenler:

  • Kurallar tutarlı biçimde uygulanmalıdır. Kurallar anne-babanın içinde bulunduğu duruma ve ruh haline göre değişmemelidir. Annenin uyguladığı kuralın uygulanması için baba da özen göstermelidir veya babanın uygulanmasını istediği kurala anne de özenle yaklaşmalıdır.
  • Özel durumlarda birlikte konuşarak ve karar vererek kurallar esnetilebilir.
  • Kurallardan herkes haberdar olmalıdır. Dolayısıyla kural koyarken çocukların da fikrini alın. Katkıda bulundukları bir kurala daha kolay uyacaklardır.
  • Çok fazla kural ile çocuğu sıkmamak gerekir. Bu nedenle öncelikli kuralları belirleyin. Örneğin yatma saati veya ne kadar süre televizyon izleneceği sizin için önecelikli ise bu kuralları oturtmaya çalışın.
  • Çocuğa kuralların nedenleri anlatılmalıdır. Çocuğun kuralın ne için konduğunu ve uymazsa ne olacağını bilmesi gerekir. Örneğin; “Saat 21.30’da yatmanı istiyorum çünkü yarın sabah okula gitmek için erken kalkacaksın. Sağlıklı olmak, okulda başarılı olmak için iyi bir uykuya ihtiyacın var.”
  • Kurallarla ilişkili olan beklentilerinizi açık bir şekilde dile getirin. Örneğin; “Terbiyeli bir çocuk ol” yerine “Birisinden bir şey isterken lütfen demeyi ve sonunda teşekkür etmeyi unutma” denilebilir.
  • Çocuğunuz kurala uygun bir davranışta bulunduğunda hemen takdir etmeniz önemlidir.
  • Anne-Baba evdeki kurallara uyarak çocuğa örnek olmalıdır. Örneğin; gereksiz yanan ışıkların kapatılması, yemek seçilmemesi, küfür edilmemesi ve benzeri.
  • Tutarlı Olmak: Çocukla ilişkinizde tutarlı olmak çok önemlidir. Çocuğun aynı davranışını kimi zaman hoş görüp kimi zaman da ceza vermek tutarsız davranmaktır. Aynı şekilde annenin hoş görmediği bir davranışa baba duyarsız kalırsa yine tutarsız davranılmış olur. Tutarlı davranmak ise aynı davranışa anne ve babanın hep aynı tepkiyi vermesidir.  Çocuklar anne baba arasındaki tutarsızlığı çok çabuk anlarlar ve annenin izin vereceğini düşündükleri şeyleri anneye, babanın izin vereceğini düşündükleri şeyleri de babalarına söylerler. Bu nedenle anne baba hem çocuğa olan davranışlarında hem de kendi aralarında tutarlı olmalıdırlar.
  • Örnek Olmak: Çocuklar çok iyi gözlemcilerdir. En iyi gözlemledikleri ve taklit ettikleri kişilerse anne babalarıdır. Evet, onların da sizin davranışlarınıza benzer davranışlarda bulunduklarını görebilirsiniz. Çocuklar olumlu davranışları örnek aldıkları gibi olumsuz davranışları da örnek alırlar. Çocuğunuzda şikayetçi olduğunuz bir davranışı düşünün. Sonra da ailede böyle davranan birisi var mı onu düşünün. Çocuğunuzun hoşa gitmeyen bir davranışını olumluya çevirmek için ona olumlu örnek olun. Örneğin; çocuğun yemek seçmesini istemiyorsanız anne baba olarak siz de yemek seçmeyin. Çocuğun daha az televizyon izlemesini istiyorsanız sizler de televizyon izleme saatini ve izlenecek programları azaltın. Küfürlü konuşmasını, başkalarına vurmasını istemiyorsanız siz de konuşmalarınızda kaba sözler kullanmayın, şiddet içeren davranışta bulunmayın. “Yalan söylenmez, yalan söylemek çok kötüdür” denilen bir çocuk kapı çalındığında, “Evde olmadığımı söyle” diyen bir anneyle karşılaşırsa yalan söylemek konusunda ne düşünür acaba?
  • Takdir Etmek: Çocuklarınızın istediğiniz bir davranışı yapmasını sağlamanın bir yolu da yapmasını istediğiniz davranışları yaptığında onu takdir etmektir. Sizler bir işi başardığınızda kendinizle gurur duyar mısınız? Peki başardığınız işi başkalarının da fark etmesi ve bunu size belirtmesi hoşunuza gider mi? Neler hissedersiniz?  İşte çocuğun da olumlu davranışlarını takdir etmek hem çocuğu mutlu edecek hem de bu olumlu davranışları tekrar etmesini sağlayacaktır. Anne babalar genelde çocuklar kuralları çiğnediğinde ya da olumsuz davrandığında onları fark eder ve üzerine düşerler. Aslında çocuklar kurallara uyduklarında ya da olumlu davrandıklarında onları takdir edip yüreklendirmek olumlu davranışlarını pekiştirecektir. Yapmanız gereken çocukları eleştirmek yerine onların olumlu yönlerine ve davranışlarına daha çok dikkat edip olumlu tepkiler göstermektir. En çok önem verdiği ve sevdiği kişiler olan anne babasının olumlu davranışlarını fark etmesi ise çocuğa ayrı bir sevinç verecektir.

Çocuğu Nasıl Takdir Edelim? Takdir Ederken Nelere Dikkat Edelim?

  • Çocuğa hangi davranışın olumlu olduğunu açıkça belirterek takdir edin. Örneğin; çocuk okuldan döndükten sonra üstünden çıkardıklarını toplayıp yerine yerleştirdiyse sadece “Aferin” demek yerine “Üstünden çıkardıklarını topladın, aferin çok düzenlisin” denebilir. Böylece çocuğunuz hangi davranışın takdir edildiğini bilir.
  • Çocuk güzel bir şey yaptığında anında takdir edin. Mesela sofrayı çok özenerek kurduğunuz bir gün eşinizin bunu o anda mı fark etmesini beklersiniz yoksa ileri bir tarihte mi? İşte çocuk da aynı sizin gibi hisseder. Yaptığı güzel şeyi anında takdir edin.
  • Sizin istediğiniz kadar iyi olmadığını düşünseniz bile çocuğunuzun çabasını takdir etmeniz ve samimi olmanız önemlidir. Örneğin; çocuğunuz yatağını sizin kadar iyi toplamamış olabilir. “Harika bir iş yapmışsın” deyip onun yanında yatağı düzeltmeyin. Bu şekilde davranırsanız söylediğiniz takdir sözünde samimi olmadığınız anlaşılır.
  • Ödüllerin maddi değil manevi olması çok önemlidir. Manevi ödül olarak çocukla sevdiği şeyleri paylaşabilir, sözle beğeninizi gösterebilirsiniz. Güzel bir bakış, gülüş, dokunuş, kucaklayış, parka gitmek, oyun oynamak, birlikte kek, pasta gibi şeyler yapmak, herhangi bir işi birlikte yapmak manevi ödül olarak kullanılabilir.
  • Çocuğu takdir ederken anne baba kendi duygularını belirtmelidir. Örneğin; “Ödevlerini zamanında bitirdin, çok hoşuma gitti” gibi.  Ancak duyguları ifade ederken ses tonu ve yüz ifadesi de inandırıcı olmalıdır. Sevindiğinizi üzgün bir yüzle söylerseniz hiçbir etkisi olmayacaktır.

Çocuklarınızla ilişkinizde tavrınızı değiştirmeniz çocuğun davranışlarında da önemli değişimlere yol açacaktır. Böylelikle çocuk;

  • Kendine güvenini geliştirecek
  • Anne babasıyla iyi ilişkiler kuracak
  • Çevresini keşfederek yeni ilişkiler kuracak
  • Olumlu davranışlarını tekrarlayacak

ÇOCUĞUN OLUMSUZ DAVRANIŞLARINI NASIL AZALTABİLİRİZ?

Çocuklar temel sosyal ve duygusal becerilere sahip değillerse, etraflarındaki yetişkinleri endişelendirebilecek davranışlarda bulunabilirler. Bu durumda yetişkinlere düşen görev çocuklarına gerekli becerileri kazandırmada destek olmaktır. Çocuklara ne yapmaları gerektiğini öğretmek ne yapmamaları gerektiğini öğretmekten daha kolaydır.  Çocuklar elde etmek istedikleri şeyleri (oyuncak, ilgi, oyun vb.) uygun olmayan davranışlar göstererek (ağlayarak, tekmeleyerek, küserek vb.) elde etmeye çalışıyorlarsa bu isteklerine kavuşmak için daha uygun nasıl davranmaları gerektiğini öğretmek önemlidir.

Tüm çabalarınıza rağmen bazen çocuklarınızın olumsuz davranışlarına gösterdiğiniz tepkiler daha sabırsız ve sert olabilir. İşte bu gibi durumlarda acaba çocuğunuzun gelişimini nasıl etkiliyorsunuz? Geçmişte azarlandığınız, cezalandırıldığınız durumlar olduğunda ne hissederdiniz? Genellikle anne ve babamızın davranışları ileride kendi davranışlarımızı yönlendirir, özellikle de çocuklarımızla olan ilişkilerimizde etkili olurlar. Anne babamızı örnek alarak, onların olumlu davranışlarını benimser, aynı şekilde kendi ailemizde tekrarlarız. Bazen de kendimize yapılmış, istemediğimiz davranışları çocuklarımızda tekrarlarız.

  • Sözlü Cezalar / Duygusal Cezalar: Bağırıp çağırdığınızda çocuğunuz korktuğundan kısa bir süre için de olsa istenmeyen davranışını bırakabilir ama geçici bir süre içindir. Çocuk cezanın etkisini unuttuğunda aynı veya benzer davranışı tekrarlayacaktır. Ayrıca çocuğa bağırmanın çocukta üzüntü, korku, haksızlığa uğradığını düşünme, kızgınlık duygusu gibi sakıncaları vardır. Üzülen, canı yanan, kendini küçük düşmüş hisseden çocuk kızgınlığını saldırganca davranışlarla ifade edebilir. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu kendisi anlayamaz. Doğru davranmasını sağlayan kuralların neler olduğu söylenmediği, davranışlarının sonucu anlatılmadığı için iç denetimi (kendi kendini kontrol) gelişmeyebilir.

Çocuklarınıza kızdığınızda, sabrınız tükendiğinde onları zaman zaman sözle cezalandırabiliyorsunuz. Sözle hor görmek, sevgiyi esirgemek, azarlamak, korkutmak, tehdit etmek, alay etmek, küçümsemek, eleştirmek, suçlamak, beddua etmek, küsmek, aldırmaz davranmak, emir vermek, karşılaştırmak, kıyaslamak çocuğun gelişimini olumsuz etkileyen duygusal cezalardır.

Çocuklar sürekli bu sözleri işittiklerinde “Ben hiçbir şeyi beceremiyorum” düşüncesi ile kendilerine güvenleri sarsılabilir, ailelerinin kendini sevmediğini sanabilir, korkak, ürkek ve çekingen olabilir ya da tam tersi her şeye karşı çıkıp saldırgan olabilirler. Duygulara yönelik tüm tehditler çocuğun tüm gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. “Ödevini yapmazsan seni sevmem”. “Bıktım dağınıklığından, seni bırakıp gideceğim”, “Sözümü dinlemezsen ben de senin annen olmam” gibi cümleler duygusal tehditlerdir. Bu tip cümleleri kullanmayınız.

  • Dayak: Bazen sözle cezalandırmanın yanı sıra kimi anne babalar çocuklarını dayakla da cezalandırır. Dayak fiziksel bir cezadır. Saç çekme, tekme atma, çimdik atma da dayak gibi fiziksel cezalara girer. Dayağın zararları:
    • Çocuk en sevdiği, en değer verdiği kişiden dayak yediği için çok üzülür.
    • Kendisinden daha güçlü birinden dayak yediği için kendini küçük düşmüş ve aciz hissedebilir.
    • Haksızlığa uğradığını düşünebilir, kızabilir.
    • Kendisine ve çevresine karşı güveni sarsılabilir.
    • Her hatalı davranışı karşısında dayak yiyebileceğini düşünen çocuk korkabilir, ürkek olabilir, pısırık olabilir.
    • Fiziksel olarak canı yanar.
    • Sorunlarını konuşarak halletmeyi bilmediği için bir problemle karşılaştığında o da şiddete başvurabilir, saldırgan olabilir.
    • Kendinden küçük veya aciz kişilere aynı yöntemi kullanabilir.
    • Dayak yememek için yalan söyleyebilir.
    • Yaptığı yanlış davranış karşılığında dayak yediğinde kendini ödeşmiş sayar ve o davranışı yeniden yapmak için kendinde hak görür.

Dayağın çocuk gelişimi üzerindeki etkilerini düşünürken “Ne ekersen onu biçersin” atasözünü hatırlayın! Diğer konularda olduğu gibi dayak attığınızda da çocuğunuza “saldırganlık” konusunda olumsuz örnek olmuş olursunuz. Daha olumlu ama kararlı ve yapıcı bir yolla çocuğunuza yaklaşırsanız çocuğunuz da sizden olumlu davranışlar öğrenecek ve topluma uyumlu, sorumluluk sahibi bir birey olabilecektir. Çocuğun olumlu yönde gelişimini etkileyebilecek her türlü davranışa ister fiziksel ister duygusal/sözel ceza olsun “çocuk istismarı” denmektedir. Çocuk hakları ülkemizde ve dünyada yasalarla güvence altına alınmıştır.

Herkesin yaşam şartları farklı, herkesin hayatında farklı zorluklar var. Yaşadığınız kötü bir günün sonunda sabrınız tükenebilir, dayağa ve cezaya başvurabilirsiniz. Ancak cezanın da işe yaramadığı ve çocuklara zarar verdiği açıkça ortada. Peki anne babalar olumsuz bir davranışı azaltmak ve ortadan kaldırmak için nasıl davranmalı? Çocuğa zarar veren olumsuz yöntemler olduğu gibi, çocuğun olumsuz davranışlarını azaltan, istenmeyen davranışlarını kalıcı bir biçimde değiştirebilen yöntemler de vardır. Önemli olan anne babaların değişme kararıdır. Çünkü bu yöntemleri uygulamak için kararlı olmanız, tutarlı olmanız ve sabırlı olmanız gerekmektedir.

Olumsuz Davranışları Azaltabilmek İçin Olumlu Yöntemler

  • Sebebini Düşünmek: Bazen çocuklar olumsuz bir davranışı aklınıza gelmeyen bir nedenden dolayı yapıyor olabilirler. Davranışın altında yatan bu sebebi anlayabilirsek olumsuz davranışı değiştirmek için ne yapabileceğimizi çok daha kolay bulabiliriz. Çocuğun “davranışının sebebi” her zaman sizin düşündüğünüz “sebep” olmayabilir. Örneğin ders çalışmak istemeyen bir çocuğun bu davranışının nedenini “tembellik” olarak düşünen anne baba, aslında başka nedenleri (çocuk birinden etkilenmiş olabilir, bir sorun yaşamış olabilir, derslerde sıkılmış veya yeni konuyu anlayamamış olabilir, yanlış cevap verdiğinde arkadaşları alay etmiş olabilir vb.) gözden kaçırıyor olabilir.

Her davranışın mutlaka geçerli bir sebebi olmayabilir. Ancak söz konusu sebep çocuğunuz için geçerli olabilir ve anne baba bunu bilirlerse çocuğa daha anlayışla yaklaşabilirler. Çocuğunuzun davranışının sebebini anlamak için çocuğunuzu gözlemlemeniz ve “Çocuğum bu olumsuz davranışı ne zaman yapıyor?”, “Çocuğum bu olumsuz davranışı yaparak ne elde ediyor?”,  “Çocuğum bu davranışla bana bir şey mi söylemeye çalışıyor?” gibi sorulara cevap bulmanız çok önemlidir. Örneğin; küçük çocuğunuzu kucağınıza aldığınızda büyük çocuğunuz sizden devamlı bir şeyler istiyorsa, bunun nedeni onu kıskanması veya kendisini kardeşi kadar sevmediğinizi düşünmesi olabilir. Bu davranışının sonucunda sizin dikkatinizi çekiyor olabilir. Davranışın nedenini anladığınızda sorunu daha kolaylıkla çözebilirsiniz.

  • Gözardı – Teşvik: Anne babaların olumsuz davranışları karşısında çocuklarını sürekli uyarmaları, kızmaları ve üzerine düşmeleri etkili bir yöntem değildir. Bazı olumsuz davranışları gözardı etmek ve aynı davranışın olumlusunu yaptıklarında ise takdir edip teşvikte bulunmak çok daha etkili olabilir. Örneğin; çocuğunuzun küfür ettiğini ya da kötü sözler söylediğini duydunuz. Bu durumda kızgınlıkla “Öyle söyleme”, “Küfür ettiğini bir daha duymayayım” diye söylenmeniz işe yaramaz. Bu durumda duymamış gibi davranıp çocuğa hiçbir şekilde ilgi göstermezseniz ve kendini doğru bir şekilde ifade ettiği zaman “Kendini çok doğru ifade ettiğini gördüm, bu çok hoşuma gitti” diye olumlu davranışını teşvik ederseniz daha etkili bir sonuç alırsınız. Çocuk sizin dikkatinizi olumlu davranışı ile kazanabileceğini öğrenir ve olumsuz davranışı azaltır.

Gözardı edilen olumsuz davranışlar başlangıçta artabilir. Yine küfür örneğine dönersek çocuğunuzun kötü sözlerini duymazlıktan geldiğinizde çocuğunuz eskisi gibi dikkatinizi çekemediği için sizin sınırlarınızı zorlamak ve size kendini duyurmak için daha da bağırabilir, daha fazla küfürlü sözler kullanabilir. İşte bu durumda TUTARLI olup kararlı bir şekilde olumsuz davranışı gözardı ederseniz bir süre sonra çocuk olumsuz davranışla dikkatinizi çekemeyeceğini anlayacak ve bu durumdan vazgeçecektir.

Gözardı/Teşvik Yöntemini Kullanırken Dikkat Edilecek Önemli Noktalar

  • Olumlu davranışları gözlemlemek ve bunları anında takdir etmek önemlidir.
  • Görmezden geleceğiniz davranışın niteliği önemlidir. Bir davranış çocuk için tehlike yaratıyorsa görmezden gelinemez. Örneğin; çocuk sizden habersiz cüzdanınızdan para alıyorsa, kesici bir alet veya yanıcı bir cisimle oynuyorsa vb.
  • Çocuğun davranışı etrafa zarar veriyorsa görmezden gelinemez. Örneğin; kitabını yırtıyorsa, sevdiğiniz bir eşyayı kırıyorsa vb.

 

  • Seçenek Sunmak: Çocuğa seçenek sunmak kabul edilemez davranışın yerine kabul edilebilir, yapabileceği bir veya birkaç davranış göstermek ve bunlardan birini seçmesini istemektir. Örneğin; çocuğunuz küçük kardeşi ile oynarken kavga etmeye başlıyorlar. Sadece “Kavga etmeyin” demek yerine kararlı bir ses tonu ile “Kavga etmenizi istemiyorum çünkü birbirinize zarar vermenizden korkuyorum. Ya kavga etmeden oynayın ya da ayrı ayrı odalarda oynayın” diyebilirsiniz. Böylece çocuğa o davranışı neden istemediğinizi açıklamakla birlikte kavga etmeden oynamak ya da ayrı odalarda oynamak gibi iki seçenek sunabilirsiniz. Seçim çocuğun kendisine ait olunca seçtiği çözümün sorumluluğunu da üstlenmiş olur.

Bu yöntemi uygularken sakin ama kararlı bir ses tonu kullanmanız ve sunduğunuz seçeneklerden birinin çocuk için daha cazip olması işinizi kolaylaştıracaktır.

  • Davranışın Sonucunu Açıklayarak Zararını Göstermek: Çocuğun istenmeyen davranışı tekrarlamaması için o davranışın yanlış olduğunu bilmesi gereklidir. Bunun için anne babanın çocukla konuşarak söz konusu davranışın neden yanlış olduğunu anlatması önemlidir. Böylece çocuk yaptığı davranışın nelere yol açacağını fark eder. Sebep-sonuç ilişkisi kurmayı öğrenir. Yavaş yavaş kendi davranışlarının başkalarına ne gibi zararı olduğunu öğrenir. Başkasını rahatsız ettiğini veya acı verdiğini gördüğünde yanlış yaptığını fark eder, bu da davranışını düzeltmesini kolaylaştırır.
  • Çocuğun Davranışının Sonucunu Kendinin Yaşaması: Anne babasının uyarılarını, yönlendirmelerini dikkate almayan, kurallara uymayan çocuğun olaylardan ders almasını, davranışının sonucunda olabilecekleri yaşaması istenir. Çocuk için bir tehlike olmadığı sürece çocuğunuz davranışının sonucunu yaşayabilir. Örneğin; ödevlerini yapmamanın sonucu okula ödevini yapmadan gitmektir. Böyle bir durumda çocuk okulda zor durumda kalacaktır. Soğuk bir günde uygun kıyafet giymemenin sonucu üşümektir. Buradaki sonuç bir davranış yapıldıktan sonra onu takip eden doğal sonuç olur.

Çocuklar kendi davranışlarının doğal sonuçlarını gördüklerinde olumsuz davranışlarını düzeltmek isteyeceklerdir. Bu yöntemle çocuk seçim yapmasını ve sorumluluk almasını öğrenecektir.

  • Farklı Çözüm Yolları Düşündürtmek: Çocuğa yaptığı davranışı “neden” istemediğimizi açıklayıp zararını anlattığımızda onun bu davranışı tekrarlamasını engelleyebiliriz. Ancak sadece zararını anlatıp pişmanlık duymasını sağlamak yeterli değildir. Çocuğa bu olumsuz davranış yerine uygulayabileceği, kabul edilebilir bir davranış yani farklı çözüm yolları önermek, çocuğun kendisinin farklı yollar düşünmesini istemek de gereklidir. Burada önemli olan çocuğun düşünerek farklı çözüm yolları bulması ve iyi bir çözüm yolu bulduğunda da onu takdir etmenizdir. Örneğin; “Sen arkadaşına öfkelendin ve vurdun. Bu durumda başka ne yapabilirdin?”, “Ödevin çok uzun olduğu için yaparken sıkıldığını söylüyorsun. Ödevini daha kolaylaştırmak için ne yapabilirsin?” gibi.

Çocuğunuzun bulduğu farklı çözüm yollarını küçümsemeyin, eleştirmeyin, olabildiğince farklı fikirler üretmeleri için cesaretlendirin. Seçtiği yolun uygun olmadığını düşünüyorsanız nedenlerini açıklayarak niçin uygun olmadığını anlamasını sağlayın.

OLUMLU DİSİPLİN YÖNTEMLERİNİ UYGULARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR

  1. Tüm yöntemlerde amaç; çocuğun yaptığı davranışın neden istenmeyen bir davranış olduğunu anlaması ve bunu kendiliğinden yapmak istememesini sağlamaktır. Başında siz olduğunuz ya da siz istemediğiniz için değil. Çocuk doğruyu doğru olduğu için yapmalı. Hatalı davranıştan da yanlış olduğu için kaçınmalıdır. Cezadan korktuğu için değil.
  2. Çocuklardan beklentilerimiz onların yaş ve gelişim özelliklerine uygun olmalıdır. Örneğin; 7 yaşındaki çocuktan 3 yaşındaki kardeşine bakması istenemez.
  3. İstenen davranışın nasıl yapılacağı öğretilmelidir. Örneğin; çıkardığı kazağı katlamasını istiyorsanız önce nasıl yapıldığını göstermelisiniz.
  4. Gerçekleştiremeyeceğiniz bir şey için söz vermeyin. Tutmayacağınız sözü vermeyin, verdiğiniz sözü tutun.
  5. Çocuğa hiçbir zaman yalan söylemeyin.
  6. Para, oyuncak, giyisi gibi maddi ödüller yerine onun sevdiği yemeği yapmak, onunla bir şeyler paylaşmak (oyun oynamak, parka gitmek…) gibi manevi ödüller kullanın.
  7. Bu yöntemlerin etkili olabilmesi için belli bir süre tutarlı olarak sabırla uygulanmaları gerekmektedir. Bu yöntemler sihirli değnek değildir. Etkili olması zaman alacaktır.
  8. Bir davranış için bu yöntemlerin hepsi kullanılabileceği gibi bir davranış için bazı yöntemler kullanılıp bazıları kullanılmayabilir.
  9. Tüm olumlu yöntemleri kullandığınız halde devam eden olumsuz davranışlar için “Davranışın Sonucunu Yaşatma” yöntemini kullandığınızda çocuğun bunu ceza olarak algılamaması için çocuğa “Ben tüm olumlu yolları denedim ama sen yine de olumsuz davranışını değiştirmedin. Bu davranışı engelleyebilmek için sana davranışının sonucunu yaşatmaktan başka çarem kalmadı” mesajını verin. Cezada çocuğu üzecek bir şey yapılırken sonucunu yaşatmada ise çocuk olumsuz davranışa neden olan şeyden mahrum edilir.